Atopik Dermatit

Atopik Dermatit nedir, kimlerde görülür?

Atopik dermatit ya da atopik egzama, kronik, düzelme ve tekrarlama dönemleriyle seyreden, oldukça sık görülen, kaşıntılı bir deri hastalığıdır.

Atopik dermatit, en sık bebeklik ve çocukluk çağında görülmekle birlikte, özellikle son yıllarda erişkin hastalarda da ortaya çıkabildiği bilinmektedir. Erişkinlerde görülen atopik dermatit çocukluk çağında başlayıp erişkin yaşamda devam etme ya da ilk kez erişkin yaşta bulgu verme şeklinde görülebilmektedir. Gelişmiş ülkelerde daha sık görülen atopik dermatitin her 10 çocuktan 1 ila 3’ünü etkilediği tahmin edilmektedir. Çocukluk çağı atopik dermatiti sıklıkla ilk 2 yaş içerisinde ortaya çıkarken, hastaların yaklaşık %85’inde 5 yaşından önce bulgu vermektedir. Erişkinlerde ise, sıklığı ülkeler arasında değişmekle birlikte, her 100 kişiden 2 ila 5’i etkilenmektedir. Görülme sıklığı yaşla beraber azalmakta ancak 65 yaş üzeri hastalarda dahi yeni başlangıçlı atopik dermatit görülebilmektedir.

Atopik Dermatit ne zaman düzelir?

Bebeklik ve çocukluk döneminde başlayan atopik dermatit her 10 hastanın yaklaşık 6’sında 16 yaş itibariyle düzelmekte, kalan kısmında ise ergenlik ve erişkinlik döneminde de devam etmektedir. Özellikle erken başlangıçlı, çocukluk döneminde şiddetli seyreden hastalık varlığında ve ailede ya da kişinin kendisinde diğer atopik hastalıklar (saman nezlesi, astım gibi) varsa, atopik dermatit tedaviye daha dirençli ve kronik bir seyir gösterebilmektedir.

Atopik Dermatit bulaşıcı veya irsi midir?

Atopik dermatit kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir. Bir çocukta atopik dermatit olması, kardeşlerinde de mutlaka olacağı anlamına gelmemektedir. Ancak hastalık gelişiminde genetik (ırsi-kalıtsal) faktörler de etkili olduğu için anne-babada atopik dermatit öyküsü olması çocuklarda atopik dermatiti gelişimi açısından bir risk faktörüdür. Tek yumurta ikizlerinde atopik dermatit görülme sıklığı %77’lerdeyken, çift yumurta ikizlerinde bu oran %15’tir. Bu nedenle genetik faktörlerin yanı sıra çevresel nedenlerin de atopik dermatit gelişimine katkıda bulunduğu akılda tutulmalıdır.

Hastalık kronik ve tekrarlayıcı bir seyir izlediği için tedavisi de uzun solukludur. Günümüzde etkin tedavilerle deri bulguları ve kaşıntı kısa sürede kontrol altına alınabilmekte ancak hastalık ataklarının önlenmesi için temel deri bakımı (nemlendiriciler, uygun banyo ürünlerinin kullanımı gibi) ve çevresel tetikleyicilerden kaçınılmasına sürekli dikkat edilmelidir.

Atopik Dermatiti hangi dış etkenler tetikleyebilir?

Duyarlılığı olan kişilerde polen, ev tozu akarı, evcil hayvan ve gıdalar gibi alerjenler dışında duygusal stres, deri kuruluğu, deri enfeksiyonları, yünlü kumaş türleri, deriyi kurutucu sabunlar atopik dermatit bulgularında artışa neden olabilir.

Deri bariyeri, çevremizdeki alerjenlerin ve enfeksiyon etkenlerinin deriye girişini ve deriden aşırı su kaybını engellemektedir. Bu sayede, alerjen ve enfeksiyon etkenlerinin deride oluşturacağı yangı (inflamasyon) ve deri kuruluğunun oluşumunu önlemektedir.

Atopik Dermatit belirtileri nelerdir?

Atopik dermatit genellikle kızarık, kepekli ve kaşıntılı deri lezyonlarıyla seyreder. Lezyonlar ilk oluştuklarında kızarıklık, sulantı ve ödem ön plandayken uzun süren, kronikleşen lezyonlarda deri kalınlaşması/kabalaşması daha sık görülür. Kaşıntı her dönem için en önemli bulgudur. Kaşıntı ve kaşıma hareketlerine bağlı oluşan, atopik dermatite çok sık eşlik eden uyku bozuklukları yaşam kalitesindeki bozulmanın, sosyal-okul ve iş yaşamındaki etkilenmenin de ana nedenlerindendir.

Atopik dermatit lezyonlarının yaş grubuna göre dağılım göstermesi önemli bir özelliğidir. İki yaşından küçük çocuklarda yanaklar, yüz ve kol-bacakların dış yüzeyleri daha sık etkilenirken, daha büyük, okul çağındaki çocuklarda el bileklerinin iç yüzleri, dirsek iç yüzü, diz arka yüzleri, boyun ve ense tutulumu ön plandadır. Ergenlik dönemi ve erişkinlikte ise yine diz arkası, dirsek iç yüzü gibi bölgelerin yanı sıra yüz, göz çevresi, el ve ayak tutulumu daha sık görülmektedir.

Atopik Dermatit ve diğer egzama türleri arasındaki farklar nedir? Atopik Dermatit ürtiker, mantar, sedef gibi diğer kaşıntılı cilt hastalıklarından nasıl ayırt edilebilir?

Egzama ya da dermatit terimi deride genel olarak kızarıklık, kepeklenme gibi bulgularla seyreden, atopik dermatitin de dahil olduğu bir grup hastalığı tanımlamak için kullanılır. Klinik bulgular benzer olmakla birlikte deride etkilediği bölgeler ve oluşma nedenleri bu farklı egzama türlerinin birbirinden ayrımında genellikle yardımcıdır.

Atopik dermatit gibi kaşıntıya neden olabilen ürtiker, mantar ve sedef gibi diğer dermatolojik hastalıklarla ayrımı için de dermatolojik muayene hastaların büyük çoğunluğunda yeterlidir. Muayene ile ayrım yapılamayan durumlarda mantar için mikroskobik inceleme ya da nadiren de olsa diğer hastalıklardan ayrımı için biyopsi alınması gerekebilir.

Atopik Dermatit tanısı için hangi testler yapılmalıdır?

Atopik dermatit tanısının konmasında belirleyici bir laboratuvar testi bulunmamaktadır. Test yapılması nadiren gerekmektedir. Eşlik edebilecek deri enfeksiyonlarının tanısında sürüntü kültürleri, karışabilecek mantar-uyuz gibi hastalıkların dışlanması için deri kazıntı örneği alınması gerekebilir. Kan IgE düzeylerinin yüksek olması birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilmekle birlikte, atopik dermatit tanısını destekleyici olabilir. Eşlik edebilecek astım, gıda alerjisi gibi durumların tanısı dışında ya da düzenli/yeterli tedaviye rağmen düzelmeyen olgular dışında alerji testi atopik dermatit tanısında nadiren gerekmektedir, her hastaya rutin uygulanması önerilmemektedir.

Atopik Dermatit tanısı için biyopsi gerekli midir?

Deri biyopsisi genellikle lokal anestezi ile yapılan, dermatolojik muayene ile ayrımı yapılamayan hastalıkların birbirinden ayrımında yardımcı önemli bir tanı yöntemidir. Ancak, atopik dermatit tanısında biyopsi yapılması özellikle çocukluk çağında tipik klinik bulguların varlığı nedeniyle genellikle gerekmemektedir. Ancak erişkinde ortaya çıkan atopik dermatitte, benzer klinik bulgulara neden olan özellikle deri lenfoması gibi bazı tabloların dışlanması için biyopsi yapılması gerekebilmektedir.

Atopik Dermatit tedavi yöntemleri nelerdir?

Atopik dermatit tedavisinde her hastanın uyması gereken tetikleyicilerden kaçınma, doğru deri bakımı ve nemlendirici kullanımı dışında sürme ilaçlar (topikal tedaviler), ışık tedavisi (fototerapi yöntemleri) ve sistemik tedaviler (ağız yoluyla ya da iğne şeklinde uygulanan) birçok tedavi yöntemi bulunmaktadır. Atopik dermatitinizin şiddeti, lezyonlarınızın yaygınlığı, genel sağlık durumunuz ve varsa ek hastalıklarınız dikkate alınarak size uygun tedavinin başlanması ve genel önlemler/deri bakımı hakkında doğru bilgilendirme için Deri ve Zührevi Hastalıkları (Dermatoloji-Cildiye) uzmanına başvurulması önerilebilir.

Atopik Dermatit tedavisinde kortizonlu ilaçlar ne zaman ve nasıl kullanılmalıdır?

Atopik dermatit tedavisinde kortizonlu ya da steroidli kremler çok önemli bir yer tutmaktadır. Uygun dozda ve doktorunuzun tarif ettiği şekilde kullanıldığı zaman kortizonlu ilaçlar tedaviye çok yardımcı iken kontrolsüz/bilinçsiz kullanımı hem tedavinin aksamasına hem de deri ve bazen de iç organlarla ilgili yan etkilere neden olur. Ancak bu olasılıklar kortizon fobisine neden olmamalı, doktorunuzun kontrolünde, aktif lezyon bölgelerine uygun güçte ilaç seçimiyle kortizonlu krem tedavisinin tedavide çok önemli yardımcılarımız olduğunu unutmamalıyız.

Yaygın lezyonlarda tedavi nasıl uygulanır?

Yaygın lezyonları olan, kremlerle tedavinin olanaksız olduğu hastalarda ışık tedavisi (fototerapi) ve farklı sistemik tedavi seçenekleri güvenli ve etkin bir şekilde kullanılabilmektedir.

Atopik Dermatit hastaları şiddetli kaşıntı için nasıl önlemler alabilirler?

Kaşıntı hem çocuk hem de erişkinlerde en sık karşılaşılan ve yaşam kalitesini en olumsuz etkileyen atopik dermatit belirtisidir.

Atopik dermatite yönelik tedaviyle lezyonların iyileşmesi kaşıntıyı azaltmakla birlikte, soğuk/ılık suyla duş almak, tırnakların kısa kesilmesi, varsa çevresel tetikleyicilerden uzak durulması, düzenli nemlendirici kullanımı, kaşınan bölgelerin ovalanması ve gece yatarken eldiven takılması gibi önlemler kaşıntıyı/kaşımayı önlemede yardımcı olabilir.

Düzenli nemlendirici kullanımı ve tıbbi tedavi olmaksızın, kaşıntı ilacı olarak bilinen antihistaminiklerin kontrolsüz kullanımı atopik dermatit tedavisinde önerilmemektedir.

Atopik Dermatite eşlik edebilen hastalıklar nelerdir?

Atopik dermatite, diğer atopik hastalıklar (astım, saman nezlesi, gıda alerjisi, eozinofilik özofajit) da eşlik edebilmektedir. Yine hareketsiz yaşam tarzı, kaşıntıya bağlı uyku bozuklukları nedeniyle kalp-damar hastalıkları ve obezitenin de atopik dermatit hastalarında daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Eşlik eden bu hastalıklara dair bir bulgu olması durumunda ilgili bölümlerce (Alerji ve İmmünoloji, Göğüs Hastalıkları, Gastroenteroloji, Kardiyoloji gibi) tanı ve tedaviye yönelik işlemlerin yapılması gereklidir.

Atopik Dermatit tedavi edilmediğinde ne gibi sorunlara sebep olabilir?

Atopik dermatitin kronik ve nükslerle giden seyri, hem hasta hem de aile için zorluk yaratabilen tedavi süreci, şiddetli kaşıntı gibi bulgular hastaların yaşam tarzını zaman zaman kısıtlamakta, sosyal etkileşim ve günlük aktivitelerde çeşitli zorluklara neden olabilmektedir. Bunun sonucunda uyku bozuklukları, depresyon ve kaygı bozukluğu atopik dermatite eşlik edebilmektedir.

Bunun dışında deri bariyerindeki bozukluklar, bazı antimikrobiyal proteinlerin deride daha az bulunması ve bakterilerin atopik deriye daha sık yerleşebilmesi gibi nedenlere bağlı olarak bazı bakteriyel ve viral deri enfeksiyonları atopik dermatit hastalarında daha sık görülebilmektedir. Bu enfeksiyonların tedavisi atopik dermatitten farklı olduğundan, lezyonlarda sulantı-sarı kabuklanmalar-ateş-su dolu kabarcıklar gibi bulgular varlığında doktora başvurulmalıdır.

Atopik Dermatit için günlük hayatta nelere dikkat edilmelidir?

Günlük hayatta hem işyeri gibi kapalı ortamlarda hem de açık havada bazı olası alevlendirici faktörlerden kaçınmak gerekir. Bunlar arasında kuru hava, sıcak ortam, sıcaklıklardaki ani değişimler, sigara dumanı, nem, dışarıda soğuk hava, rüzgar ve hava kirliliği sayılabilir. Ayrıca duyarlı kişilerde ev tozu akarı, polenler, küfler ve evcil hayvan kepeği lezyonlarda artışa neden olabilmektedir. Yine deride tahrişe (irritasyona) neden olan ter, yünlü giysilerden de uzak durulmalıdır. Kıyafetlerin etiketlerinin sökülmesi ve yeni alınan kıyafetlerin giyilmeden önce yıkanarak fazla boya/koruyucu gibi maddelerin uzaklaştırılması da deri tahrişini azaltabilecek önlemler arasında sayılabilir.

Yine atopik dermatiti olan kişilerde kişisel bakım ürünleri, temizlik ürünleri ve bazı ilaçlı kremlere karşı duyarlanma ve temas egzaması (alerjik kontakt dermatit) gelişme sıklığı daha fazladır. Bu nedenle bu tip ürünler kullanırken mümkün olduğunca parfümsüz, kokusuz, koruyucu içermeyen ürünler tercih edilmesi gerekir.

Sık banyo yapmak, banyoların uzun sürmesi, parfümlü/kurutucu sabunlar kullanılması, kese-lif uygulanması deri kuruluğunu, deri tahrişini ve lezyonları artırabilmektedir. Bu nedenle banyo ve kişisel temizlik ürünlerinde de koruyucu ve parfüm içermeyen ürünlerin, sabunsuz temizleyicilerin tercih edilmesi önerilir. Çamaşırların yıkanmasında granüllü deterjanlar tercih edilebilir ve iki kez durulama yapılarak deterjan kalıntılarının kıyafetlerden uzaklaştırılması sağlanabilir.

Aktif sulantılı lezyonlar ve açık yara varlığında enfeksiyon riski nedeniyle havuz kullanımının tercih edilmemesi önerilebilir. Diğer dönemlerde ise havuz kullanımı öncesi nemlendirici kullanımı, havuzdan hemen sonra ılık suyla duş alınması ve hafif nemli deriye nemlendirici uygulanmasıyla havuz suyunun tahriş edici etkisi minimuma indirilebilir.

Glutenin atopik dermatite neden olduğu ya da glutensiz beslenmenin atopik dermatiti iyileştirdiğine dair yeterli düzeyde bilimsel kanıt olmadığından, glutensiz beslenmeyi rutin olarak önermek mümkün değildir. Gıda alerjisi özellikle küçük çocuklarda, yeterli deri bakımı ve tedaviye rağmen düzelmeyen, şiddetli kaşıntı ve lezyonların varlığında akla getirilmelidir. Ancak birçok gıdanın yasak olduğu ve büyüme-gelişmeyi olumsuz etkileyebilecek çok katı diyetlerden kaçınılmalı, bulguların gıdalarla ilişkisi hekim ve hasta tarafından ayrıntılı değerlendirilerek belirtilerle ilişkisi belirlenen ve azaltılmasıyla şikâyetlerde düzelme sağlanabilen gıdalar diyetten çıkarılmalıdır.

Atopik ciltler için günlük bakım nasıl yapılmalıdır?

Deri temizliğinde kurutucu sabunlar, sert deterjanlar kullanılmaması ve mümkünse sabunsuz temizleyici ürünlerin kullanılması önerilir.

Banyo veya duşta kese/lif gibi ürünlerin kullanılmaması, ılık suyla ve kısa süren (5-10 dakika) duşların tercih edilmesi gerekir. Banyo sonrası deri kurulanırken havluyu sürtmek yerine hafifçe vurarak kurulanmak ve banyodan hemen sonra deri hafif nemliyken nemlendirici uygulanması nemin deride hapsedilmesi için önerilmektedir. Nemlendiricilerin günde iki kez kullanımı deri kuruluğunu düzeltmesinin yanı sıra, ilaçlı kremlere duyulan ihtiyacı da azaltmaktadır. Losyon yerine merhem ya da krem formunda, kokusuz, parfümsüz, boya içermeyen ve en önemlisi hastanın severek uygulayacağı bir nemlendirici tercih edilmelidir.

Atopik Dermatit hastaları nelerden sakınmalıdır?

Doktorunuzun önermediği, güvenilir olmayan kaynaklardan elde edilen, “doğal, bitkisel” olduğu iddia edilen ürünler her zaman doğal ya da bitkisel olmamalarının yanı sıra, içerdikleri maddeler nedeniyle tahriş ya da alerji yoluyla temas egzamasına ve lezyonların alevlenmesine neden olabilirler. Bu nedenle hekiminizle birlikte karar vereceğiniz ürünlerin kullanılması tercih edilmelidir.

Covid-19 süresince Atopik Dermatit hastaları nelere dikkat etmelidir?

COVID-19 pandemisi süresince mevcut tedavilerine devam etme/kesme/doz azaltma gibi konularda mutlaka doktorlarıyla birlikte karar vermeleri, hastalığın alevlenmesi, enfeksiyöz komplikasyonların gelişmesi ve hastaneye başvurmak durumunda kalınmaması açısından oldukça önemlidir. Bunun dışında özellikle el yıkama-dezenfektan kullanımı nedeniyle el egzaması gelişimini bu dönemde daha sık görmekteyiz. Sonbaharla birlikte kuruluğun da artacağını göz önüne alırsak mutlaka çok sıkı bir şekilde nemlendirici kullanımı, mümkün olduğunca parfümsüz-katkı maddesiz sabunlarla el hijyeninin sağlanması egzama açısından koruyucu olacaktır.

Atopik Dermatit hakkındaki bilgiler danışmanımız Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Andaç Salman tarafından bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmıştır. Kesin tanı ve tedavi için lütfen bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.

 

Doç. Dr. Andaç Salman

2009 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, aynı yıl içerisinde Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı’nda başladığı uzmanlık eğitimini 2014 yılında tamamlanmıştır. 2014-2017 yılları arasında Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Kırklareli Devlet Hastanesi’nde Dermatoloji Uzmanı olarak çalıştıktan sonra, Mayıs 2017’den günümüze kadar Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir. 2020 yılında Doçent Doktor unvanını almış olup, ürtiker, erişkin atopik dermatit, kontakt dermatit (ve egzama grubu diğer hastalıklar) ve yama testleri uzmanlık eğitimi ve sonrasında özellikle ilgilendiği konular arasında yer almaktadır.